‘Air in a box’. Nike’ın Air Force 1’i 1982’de ilk olarak satışa çıkardığında kullandığı slogandı. Air tabanına sahip ilk basketbol ayakkabısı.

Her ne kadar Nike Tailwind -Air tabanına sahip ilk ayakkabı- 3 sene önce çıkmış olsa da, Air teknolojisini basketbol ayakkabılarına entegre etmek çok da kolay olmadı. Hele ki Nike’ın o zamanlar basketbola yeni olduğunu da göz önünde bulunduracak olursak. İlk olarak koşu ayakkabılarıyla kurulan şirket, koşu konusunda daha fazla tecrübe sahibiydi fakat basketbol, Nike’ın alışık olduğu alana göre çok daha farklı ayakkabılar istiyordu.

Nike’ın efsanevi tasarımcısı Bruce Kilgore, Air Force 1’i çizerken Nike Approach isimli doğa yürüyüşü ayakkabısından esinlenmiş. Bilek kısmının buruna göre daha ince olması sayesinde tasarladığı ayakkabıya aynı yastıklama desteğini ve daha fazla esneklik kazandırmayı planladı. Kilgore, ayakkabının dış tabanı için zamanın normallerinden çok daha farklı bir şeyler düşünüyordu. Tabanında dairesel desenler kullanarak basketboldaki post hareketinin yapılışının kolaylaşmasını sağladı. Bu sayede Air Force 1 gerçek bir basketbol ayakkabısı olma yolunda ilerledi ve basketbol oynayan tester’lara verildi.

İlk deneyenlerden biriyse, sonrasında ismini birçok kez duyacağımız Tinker Hatfield’dı. Hatfield, Nike’a 1981 yılında kurumsal mimar olarak katıldı. Ayakkabının performansına hayran kalan Tinker, tasarım becerilerini Nike’ın performans ayakkabılarında kullanmanın daha uygun olacağını düşündü. Bundan birkaç yıl sonraysa Tinker Hatfield Air Jordan 3’ü tasarladı ve kendi sneaker hikayesini yazmaya başladı.

Bazı tester’lar bilek kısmını beğenmese de, ayakkabıyı beğenmişlerdi. Hatta o kadar beğenmişler ki test için verilen örnek ayakkabıları geri vermek istememişler.

1982 yılında ayakkabının üretime başlaması ile birlikte Nike 6 NBA oyuncuyla (Moses Malone (Philadelphia 76ers), Michael Cooper (L.A. Lakers), Bobby Jones (Philadelphia 76ers), Calvin Natt (Portland Trail Blazers), Mychal Thompson (Portland Trail Blazers) ve Jamal Wilkes (L.A. Lakers).) Air Force 1’i parkelerde giymeleri için kontrat imzaladı.

Air Force 1 adını ilk başta Amerika başkanının uçağından adını almış ve bir nevi Nike’ın saygısını gösteriyordu ve bu sebeple ayakkabının üretimi 1984’de durduruldu ama Air Force 1’lere olan ilgi hala çok yüksekti. İnsanlar ayakkabı mağazalarına gidip Air Force 1 soruyorlardı, ara sıra kullanılmış 2. el Air Force 1 alma şansı elde edenler oluyordu tabii. Biraz daha zaman geçtikten sonra ve mağazalara müşteriler tarafından gelen istekler de devam edince, mağaza sahipleri Nike’a, ayakkabının yeniden satışa çıkma ihtimalini sordu.

Nike için üretimi durdurulan bir ayakkabıyı tekrar çıkarmak çok saçmaydı. İşler böyle yürümüyordu. Müşteriler neden eski sayılabilecek bir ayakkabıyı alsın ki? Nike neden eskiden olan bir ayakkabıyı tekrar üretmek için para harcasın ki? Spor ayakkabı endüstrisinde normalde olması gereken yenilik getirmek, eskiyi yeniden sunmak değil. Bu düşünceye sahip olan yeni ayakkabılar çıkarmaya devam etti, nostalji yapmak Nike’a uygun bir şey değildi o zamanlar, ama Air Force 1 farklıydı. Yoğun istek Nike’ın bütün fikirlerini tekrar gözden geçirmesine sebep oldu. Hatta Nike’ın Retro modelleri çıkarmasına da ön ayak oldu denebilir.

1986’da Air Force 1 resmi olarak tekrar satışa çıktı. Tüm zamanların en ikonik ayakkabılarından biri fanlarının yoğun talebi üzerine geri döndü.

Bugün, 2000’den fazla Air Force 1 modeli var ve artmaya devam ediyor.