Run-DMC’nin doğuşundan 3 sene sonra 3. Albümleri Raising Hell 15 Mayıs 1986’da yayınlandı. 84’deki çıkışlarına geri dönen sade sesler kullanılan albümün 2 parçasında rock gitarlar kullanılıyor. 

Klasik break bir nakarat ve liriklerinde ufak tefek punch’lar olan ‘Peter Piper’ parçası ile başlıyor albüm. Hızlı ve ritmik bir beat kullanılan şarkı, albüme başlarken albümde kullanacakları sound’ları göstermek açısından gayet güzel bir seçim olmuş. Sıradaki şarkı olan ‘It’s Tricky’ daha etkili ve can alıcı bir şarkı olmuş, Jam Master Jay’e hünerlerini sergileme fırsatı vermiş. Back vokalleri başarılı olan parçada, MC’ler uyum içinde toplu söyleyebiliyorlar. Bir sonraki şarkı ise ‘My Adidas’, parça Adidas’la anlaşmalarında büyük rol oynadı. Şarkı basit verslerden uzak, ve hatta en iyi liriklerinin bulunduğu bir parça, aynı zamanda hem pozitif mesajlar veren hem de eğlenceli bir çalışma olmuş.

Bu ilk 3 parça estetik ve lirikal olarak etki bıraktı ve hip-hop camiasına kendini beğendirdi. Ama sıra rock temelli şarkılarda. Bu sefer klasik bir rock parçası olan ‘Aerosmith – Walk This Way’  ‘den sample alınarak beat’i kullandılar, aslına bakacak olursak aslında parça’nın rap vokalli yeni versiyonu ile birlikte Joe Perry’nin şarkının sonlarına doğru girdiği solosundan oluşuyor. Bu parça aynı zamanda Billboard Hot 100 listesi’nde top 5 olan ilk hip-hop şarkısı olma başarısı elde etti.

Sıradaki parça ile birlikte gitar sololarını bırakıp rap beat’lerine geri dönüyoruz. Bu parçada da off-beat drum’lar kullanan grup, toplu söyledikleri kısımlarla birlikte ritim tutturuyorlar. ‘Perfection’ parçasında ise sadeliği tercih eden grup, Stüdyoya canlı mid-tempo funku beat çalan baterist performansını sergilerken, eş zamanlı olarak MC’ler de verse’lerini giriyor. 

Albümün ismi aldığı parçada yine rock sound’ları aşılanmış olmasına rağmen, sanki bir hip-hop gitaristi gitar çalıp solo atıyor gibi. Sanki Jam Master Jay elektro gitar çalarken, MC’lerden biri bateride slow funky beat çalıyor. 

‘Son of Byford’ parçasında Run beatbox yaparken DMC ailesi’nin üyelerini tanıyoruz, 27 saniyelik parça albümün interlude’u olma görevini üstleniyor. Son olarak ise DMC, Afro-Amerikan tarihine ‘Proud To Be Black’ parçası ile değiniyor. Parçanın beat’i bizi çok heycalandırmasa da, parçanın asıl olayı lirikleri oluyor zaten. Birçok siyahi figüre saygı sözleri içeren şarkıda aynı zamanda bol bol da referans alıyorlar. Albümü sonlandırmak için güzel bir parça seçen ekibin performansı da çok iyiydi.